Bu kütüphane kimin için?
Hemen herkes için; özellikle de “
Ben Müslümanım
” diyenler için.
1.
Kafası karışık, neyin ne olduğunu anlamaya çalışan, ama bir türlü işin içinden çıkamayanlar için.
2.
a)
Tüm kalbiyle inanmış, ama inandığı dinde kabul etmekte zorlandığı, anlam veremediği kuralları sorgulamak isteyen, ama sorgulamasına izin verilmediği için bu kurallar içinde boğulan insanlar için.
b)
İnandığı dinine koşulsuz kapılmış, sorgulamayı kabul etmeyen, köktenci ve reddiyeci olanlar için... ki onun inançlarına itiraz edenlerin neleri ileri sürdüğünü görüp en azından bir
savunma çabasına girebilmeleri için. Savunmaya çalıştığı akıl almaz inançlarının savunulmasının mümkün olmadığını kendisinin de görüp körü körüne inandığını kabul etmesi için.
Belki bu şekilde en azından kendisini sorgulamaya başlayabilir.
3.
Herhangi bir dini ya da inancı kabul etmeyenler ki yanılmadıklarını kanıtlarıyla görebilsinler.
Nereden başlamalı?
Öncelikle bu sayfayı baştan sona bir okuyun. Bu size bir yol gösterecektir.
Önce prensipte anlaşalım:
Bir
;
Din nedir, inanç nedir?
Din
toplumsal bir olgudur
.
Özellikle bugünkü üç ana din (Yahudilik,
Hıristiyanlık ve İslam) toplumun yapısını düzenleyen sistemlerdir. İnananların
Tanrı’nın tarafında, inanmayanların Tanrı’nın karşısında olduğunu iddia eden
bir tür siyasettir.
İnanç
bireysel bir olgudur
.
Herhangi birinin herhangi bir konuda
herhangi bir inancı olabilir.
Çağdaş toplumlarda ve çağdaş hukuk
sistemlerinde bireyin sadece kendisine zarar verdiği inanç ve ibadetlere de
izin verilmez. Ancak inanç özgürlüğüyle çelişmemek adına tamamen engellenmez.
Dini
inanç toplumsal bir olgu, bir tür siyasettir
.
Ancak geniş halk kitleleri bu inançları benimsediği
için tamamen engellenmeleri mümkün değildir. Bu nedenle sadece toplumsal açıdan
zararlı inanç ve ibadetler (katı şeriat kuralları, öldürme, recmetme, el kesme
vb) engellenir, diğer inanç ve ibadetlere izin verilir.
Dinler nasıl oluştu?
Tarım
Devrimi ve Kölelik
:
(bkz.
Alâeddin Şenel,
Kemirgenlerden Sömürgenlere İNSANLIK TARİHİ
,
s.265, s.363-367, s.397-426)
Tek
Tanrılı Dinler
:
İlk tek tanrılı dinin Yahudilik olduğu
sanılır, oysa Tevrat’ta tam bir tektanrıcılık görülmez.
Tektanrıcılığın
asıl kaynağı
Yahudiliğe ve İslam’a da kaynak
olan
Zerdüştlüktür
.
Hatta Tevrat’ta ahiret inancı ile ilgili bilgi yoktur. Zerdüştlük’te vardı.
Sümerlerin tanrıları Tevrat’a ve Kur’an’a yaratıcı tanrı ve melekler olarak geçerken, yine Sümerlerin Hammurabi kanunları gibi günlük yaşamla ilgili kuralları da “ tanrı emri ” olarak geçmiştir.
(bkz.
Arif Tekin,
Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler
,
pdf
-s.45-46)
Yaratılış
ve Tufan Efsaneleri
:
(
(bkz.
Alâeddin Şenel,
age
, s.414-420;
Arif Tekin,
age
,
pdf
-s.57-58;
Muazzez İlmiye Çığ,
Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni
,
pdf
-s.35-40;
ayrıca
bkz.
Muazzez İlmiye Çığ,
Gilgameş-Tarihte İlk Kral Kahraman
)
Akıl
ve İman
:
Buna göre
evren
ve
ilk
insan Âdem 6020 yaşındadır
. İslam âlimlerinin görüşü ise 6 ile 10 bin yıl
arasında değişmektedir. (bkz.
Alâeddin Şenel,
age
, s.36)
Oysa
bugün hepimiz biliyoruz ki evren 13,7 milyar yaşındadır
.
Ayrıca
;
-ilk insanımsılar (
Hominoidler
)
20 milyon yıl önce
,
-ilk insan (
Homo
) ve onun ilk türü (
Homo
Habilis
)
3 milyon yıl önce
,
-ilk düşünen (belki konuşan) insan türü (
Homo
sapiens
) türü
1 milyon yıl önce
,
-Çağdaş tipte düşünen ilk insan (Modern
Homo
sapiens
)
200 bin yıl önce
yaşamışlardır
. ( bkz.
Alâeddin Şenel,
age
, s.15)
Çok açıktır ki dinler toplumların
yönetici kesimlerinin (Kralların, Kabile Reislerinin) “
ben
tanrı’nın elçisiyim
”
diyerek halkı yönetmek için yarattıkları birer mitostur.
Bugün artık biliniyor ki Sümerlerden
sonraki süreçte ortaya çıkan
oruç ibadeti
15 gün gözden kaybolan “
Ay
Tanrısı
”na tapınma,
namaz
ibadeti
de
en büyük tanrı olan “
Güneş Tanrısı
”na tapınma eylemleridir.
“
Allah
” sözcüğü “
Ay
Tanrısı
” anlamına gelen “
İlah
” sözcüğünden türemiştir.
Bu kısa açıklamalardan sonra
şimdi
Kutsal Kitaplara geçelim
.
Kur’an’ı
okumadan önce
a)
Kur’an
, içeriğinin büyük çoğunluğunu Tevrat’tan,
Sabiilikten
,
Zerdüştilikten, İslam öncesi Arap şairlerinden ve diğer peygamber adaylarından
almıştır.
b)
Elif
Lam Mim gibi sure başlarındaki anlamsız harf ve cümleler Muhammed’den önce
yaşamış olan dönemin ünlü şairi
Ümeyye
B.
Ebi
Salt’ın
şiirlerinde de vardı.
(bkz.
Arif Tekin,
Bilinmeyen Yönleriyle Kur'an (Kur'an'ın Kökeni -2)
,
pdf
-s.43-46)
c)
Yine
Kur’an’daki
birçok cümle birebir aynı kalıpla dönemin şairlerinden
Kuss
bin
Saide’nin
şiirlerinden alınmıştır. Hatta
hadislerde Muhammed bunu bizzat kendisi söylüyor.
(bkz.
Arif Tekin,
age
,
pdf
-s.46-50)
d)
Kur’an’ın
ilk 90 suresi Mekke’de oluşturulmuştur ve genelde
Allah, Melekler, Cennet, Cehennem, Kıyamet, kısacası Korku ve Umut temalarını
ve Tevrat’tan özellikle Musa-Firavun, Nuh,
Lut
ve Yusuf peygamber hikâyelerini içerir.
Kur’an’ın
%70’i bunlardan oluşur.
e)
Kur’an’da
16 yerde “
Biz Kur’an’ı
iyice
anlayasınız diye apaçık Arapça indirdik
” diyor.
Oysa
inançların temelini oluşturan “
ALLAH
”, “
KİTAP
”, “
AYET
” ve “
CENNET
,
CEHENNEM
” gibi “
ÖTE
DÜNYA
” ile ilgili kelimeler
hep başka dilden alınmıştır. Çünkü kaynak o dilde anlatılan/yazılan hikâyedir.
f)
Çoğu
İslam âlimi
Kur’an’da
yüzden fazla yabancı kelime olduğunu
bunların
İbranice, Süryanice/Aramice
,
Farsça/Pehlevice
, Habeşçe
,
Nebatice, Berberice/Kıptice
, Rumca/Yunanca,
Hintçe, Himyerice
(güney Arap bölgesi dili),
Mağrip
(kuzeybatı Afrika bölgesi dilleri) ve
diğer dillerden geldiğini yazıyor.
g)
Kahire
Şarkiyat Enstitüsü Sami Dilleri profesörlerinden Arthur
Jeffery
(1893-1959)
Kur’an’daki
320 kelimenin Arapça olmadığını/çeşitli
dillerden geldiğini yazmış.
(bkz.
Arif Tekin,
age
,
pdf
-s.265-302)
h)
Sonraki sureler
Medine’de oluşturulmuştur ve genelde Muhammed’in başta Halife Ömer olmak üzere
diğer ileri gelenlerle birlikte halkı yönetmek için koyduğu kurallardan ve o
dönem yaşanan savaşlar gibi, Ifk
olayı gibi,
Ebu Leheb
olayı gibi o dönemin günlük
hayatında yaşanan olaylar ve (güya) Allah’ın bu olaylar hakkındaki görüşlerinden
oluşmakta ve inananların günlük hayatını etkileyecek katı kurallar
getirmektedir.
i)
Muhammed
döneminde
Kur’an
kitap halinde değildi. Ölümünden sonra
herkeste farklı bir
Kur’an
vardı.
Halife Osman
kitap haline getirmeye karar verdi. İki
şahit getiren herkesten ayetler topladı.
Muhammed'in karılarından Hafsa’nın
mushafını
da alıp son halini verdi ve
diğer
tümünü yaktırdı
.
Başta
recm
ayeti
olmak üzere birçok ayet bugünkü Kur’an’a dahil edilmedi.
j)
Ayetlerin
sıralamasını
iniş
(oluşturulma) sırasına göre değil
kendilerince önem
sırasına göre yeniden düzenlediler
(Medine döneminde oluşturulan ve günlük hayatı yöneten
kuralları açıklayanlar başa alındı, Tevrat’tan ve diğer kaynaklardan alınma
ayetler sona atıldı).
k)
Kur’an’ı
okurken birçok
konuyu anlayamayacaksınız
(”Herkes
açıkça anlasın diye apaçık Arapça olarak indirdik” denmesine rağmen).
Örneğin
“Allah durup dururken Ebu
Leheb’e
niye bağırıp çağırıyor? Bu arada Ebu Leheb kim?”
diyeceksiniz, ama cevabını bulamayacaksınız.
Bu
ve benzeri birçok konuyu anlayabilmek için başlardaki manevi konularda orijinal
kaynaklara (Tevrat, Sümerler, Zerdüştlük,
Sabiilik
vb); günlük politikalarla ilgili konular
içinse o dönemi aktaran hadisçilere başvurmak zorundasınız.
Örneğin
Kur’an
namazı emrediyor ama nasıl kılınacağını anlatmıyor.
Dolayısıyla tefsircilere ve hadis kitaplarına başvurmak zorundasınız.
İslam
temel kaynak olarak
1. derecede Kur’an
,
2. derecede hadisleri
kabul ediyor. Hadis ve tefsirlerde de en
sahih (en güvenilir) olanlar başta
Buharî
ve Müslim olarak bildiriliyor.
Burada
çoğu hadisçi ve tefsircilerin kitaplarını da okuma fırsatı bulacaksınız. Ama
bana sorarsanız bu kitaplar okunası şeyler değil. Sadece kaynak olarak
kullanmanızı salık veririm.
Bununla birlikte
İmam Nevevî
'nin
Riyâzü’s Sâlihîn
yapıtının
İÇİNDEKİLER
kısmını okumanızı öneririm.
Hadis
kitaplarında nelerden söz edildiği konusunda bir fikir sahibi olmanızı
sağlayacaktır.
Çok
ilginç konular var. Hele Yasaklar bölümünde alt başlıklara mutlaka bir göz
atın.
Şimdi hep birlikte
Kur’an’ı
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çevirisi ve
modern
tefsiri
ile
birlikte okuyalım.
Kur’an
-ı Kerim Meâli
ve Modern Tefsiri
(Dosya boyutu: 5.59 MB) (Dosya boyutu: 2.45 MB)
Kur’an’ı
okuduktan sonra
Siz ne hissettiniz bilemiyorum ama Arif
Tekin’in dediği gibi
insanın tüylerinin diken olmaması mümkün
değil!
(
Nisâ
24, Not.2
; s.579)
Mekke
dönemi ayetlerinde pek sorun yok. Sadece çelişkiler var.
Tanrı bir yerde “
ol deyince her şey oluveriyor
”, başka yerde dünyayı ve canlıları
yaratmak için 4 gün uğraşıyor,
evrenin kalan bölümü için 2 gün
(!)
daha uğraşıp
7. gün dinlenmeye çekiliyor. (Yasin
82, Not.2, s.119)
Birçok ayette “
Allah dilediğini
hidayete erdirir, dilediğini saptırır
” diyor, öte yandan başka ayetlerde “
Kim
doğru yola girerse, kendisi için girmiş olur. Kim de saparsa, ancak kendi
aleyhine sapar
”
diyor.
Bir ayette de “
Allah dilediğini
saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka
sorguya çekileceksiniz
”
diyor.
Kendisiyle çelişen bir ayet!...
(
Nahl
93, Not.1-2
)
Ama
Medine’de iş çığırından çıkmış!
İnsanlar savaşa teşvik ediliyor, diğer insanları
öldürmeleri emrediliyor. (Bakara 191, 192)
Hatta
ellerinin ve ayaklarının çaprazlama
kesilerek
işkenceyle öldürülmeleri emrediliyor
. (
Maide
33)
Benzer katletme emirleri diğer Medine dönemi ayetleri
içinde yer almaktadır (Bakara,
Enfal
, Al-i İmran,
Ahzab
,
Nisa, Muhammed,
Maide
,
Tevbe
).
Köle ve Cariye
:
Savaşta ele geçirilen kadınların
cariye
(
cinsel köle
) olarak, erkek ve çocukların
köle
olarak
kullanılması, hatta
satılıp gelir elde edilmesi
helal
kılınıyor. (
Nisâ
24, Not.2
; s.579)
Savaşta ele geçirilen ganimetin beşte biri mutlaka
Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına verilecek diyor (yetim, yoksul ve yolculara
da verilecekmiş güya). (
Enfal
41)
“
Ben
insanım
”
diyenin
bu ayetler karşısında tüylerinin diken olmaması mümkün değil!
Şimdi geçelim
Kur’an’ın
bir numaralı kaynağı olan
Tevrat’a
.
Tevrat’ı okumadan önce
Tevrat’ın
tamamını okumak bir işkence.
O nedenle tümünü okumaya kalkmasanız iyi olur.
Biz şöyle yapalım
: Musa’nın beş kitabını
(1-Tekvin/Yaratılış, 2-Çıkış/Mısır’dan Çıkış, 3-
Levililer
/
Levioğulları
, 4-Sayılar/Çölde Sayım (burada nüfus
sayımını hızlı geçmekte yarar var, ama 10 emri okuyalım), 5-
Tesniye
/Yasanın Tekrarı); bu arada Kral Davut’un
Uriya’nın
karısına el koyup, onun savaşta öldürülmesini
sağlaması ve Davut’un farklı kadınlardan oğlu
Amnon
ile kızı
Tamar’ın
ensest
ilişkisi için 2
Samuel
kitabını (bölüm
12:2
-27
ve bölüm 13:1-37) ve bir de çok ilginç bir kitap olan Süleyman’ın Ezgiler
Ezgisi kitaplarını okuyalım.
Tevrat
& Zebur
(Dosya boyutu: 4.71 MB) (Dosya boyutu: 1.94 MB)
Tevrat’ı okuduktan sonra
Şunları okumuş olduk:
Tekvin/Yaratılış kitabında;
·
Tanrı’nın
göğü, yeri, canlıları ve sonunda kendi suretinden insanı toplam
6
günde yarattığını
ve
7. gün dinlendiğini
(
1:1
- 2:2 arası)
·
Âdem’i topraktan yarattığını
(
2:7
)
·
Âdem’den
aldığı
kaburga kemiğinden bir kadın
(
Havva’yı
)
yarattığını
(
2:22
)
·
Âdem’in
karısına (bütün insanların annesi olduğundan)
Havva
(Yaşayan) adını verdiğini (
3:20
)
·
Âdem’in
toplam 930 yıl yaşadıktan sonra öldüğünü (
5:5
)
·
Âdem’in
8. kuşaktan torunu
Nuh’un Tufan hikâyesini
(
6:9
-9:29 arası)
·
(
Lemek’in
oğlu)
Nuh’un 950 yıl yaşadığını
(
9:29
)
·
Nuh’un
10. kuşaktan torunu (
Terah’ın
oğlu)
Avram
(
İbrahim Peygamber
)
hikâyesini
(
11:26’dan
itibaren)
·
İbrahim'in
yeğeni
Lût
peygamber
hikâyesini
(
13:1’den
itibaren)
·
RAB Tanrı’nın İbrahim’le antlaşma
yaptığını
(
17:2’den
itibaren)
·
RAB Tanrı’nın
İbrahim’le antlaşmasını onunla ve onun
soyuyla kuşaklar boyunca, sonsuza dek sürdüreceğini, onun ve ondan sonra da
onun
soyunun Tanrısı olacağını
(
17:7
-8).
·
Antlaşmanın
koşulunun ve
belirtisinin erkeklerin sünnet olması
olduğunu
(
17:10
-11)
·
İbrahim'in oğlu İshak'ın öyküsünü
(
25:19
)
·
İshak’ın
oğlu
Yakup
peygamberin
(
İsrail’in
)
hikâyesini
(doğumu
25:28
, hikayesi 27:1’den itibaren)
Çıkış/Mısır’dan Çıkış kitabında
;
·
Yakup’tan
(İsrail’den) sonra onun (ve dedesi İbrahim’in) soyuna
İsrailoğulları
dendiğini
(
1:1
)
·
Yakup’un
oğlu
Yusuf’un
hikâyesini
(doğumu
35:24
,
hikayesi 37:2’den itibaren)
·
Firavun’un
Mısır’da doğan her İbrani erkek çocuğun öldürülmesini (Nil’e atılmasını)
emrettiğini (
1:22
)
·
Levioğullarından
(
Levililer’den
) bir kadının hasır bir sepet içinde
Nil’e bırakarak hayatta kalmasını sağladığı oğlu
Musa’nın hikâyesini
(
2:1’den
itibaren)
·
Musa-Firavun
ve Mısır’dan çıkış hikâyesini
Levioğulları
kitabında
;
·
RAB’a
sunulacak
sunu ve kurbanların ne olacağı
, nasıl kesilip sunulacağı, sunuluğa yaklaşma yasağı
vb
tuhaf
kuralları
,
Çölde Sayım/Sayılar kitabında;
·
Çölde
nüfus sayımını ve Kenan ülkesine (vaat edilen topraklar)’a yerleşme hikâyesini,
·
RAB’ın
Musa’ya
verdiği 10 emir’i
,
(
21:1
-23:21 arası)
Tesniye
/Yasanın Tekrarı kitabında;
·
Kuralların
tekrarını
Yeşu
kitabında;
·
RAB’ın
kulu Musa'nın ölümünden sonra onun
yardımcısı
Nun
oğlu
Yeşu
(
Hoşea
)'
yı
peygamber yapışını (
1:1
)
1-2
Samuel
, 1-2 Krallar, 1-2 Tarihler vb
kitaplarda;
·
Aradaki
diğer
Krallar’ın
(peygamberlerin) soyağacını,
1 Tarihler kitabında;
·
Kral
Saul
RAB’e
ihanet ettiği için
RAB’ın
onu öldürdüğünü ve
Krallığını da İşay
oğlu Davut'a devrettiğini
(
10:13
)
Süleyman’ın Ezgiler Ezgisi kitabında;
·
Müstehcen bir aşk hikâyesini
,
Mezmurlar
/Zebur kitabında;
· İşay oğlu Kral Davut’un ( Davut Peygamber’in ) dualarını (şiirlerini)...
...okumuş olduk.
Şunlar
dikkatinizi çekti mi bilmiyorum:
Tekvin/Yaratılış kitabında;
·
İbrahim
(
Avram
) karısı Saray’ı firavuna
kızkardeşi
olarak tanıtıyor. (Tekvin
12:10
-15)
·
Saray
(Sara)
Avram’a
“cariyem
Hacer’le
yat çocuk sahibi olalım” diyor, İsmail
doğuyor. (Tekvin
16:2
-11)
·
Lût
peygamberin
kızları
soylarını
yaşatmak için
babalarıyla ensest
ilişki
kurup
hamile
kalıyorlar. (Tekvin
19:31
-37)
·
İbrahim
Firavun’dan korkuyor ve karısı için “
kızkardeşim
” diyor (Tekvin
20:2
-13)
·
Sara
İbrahim’e “Cariyeyle oğlunu kov, İshak’ın mirasına ortak olmasın” diyor.
(Tekvin
20:10
)
·
İbrahim
oğlu İshak’ı kurban ediyor, tanrı koç gönderiyor. (Tekvin
22:1
-13)
·
İshak
korkudan karısını
kızkardeşi
olarak tanıtıyor. (Tekvin
26:6
-9)
·
Büyük kız evlenmeden küçük kız verilmez
âdeti o zamandan kalmaymış. (Tekvin
29:26
)
·
Rahel
Yakub’a
“cariyemle yat çocuk doğursun, aile kurayım diyor
(İbrahim’le aynı hikâye). (Tekvin
30:3
)
·
Yakup’un
karısı
Rahel
, öteki karısı
Lea’ya
“oğlunun adamotuna karşılık kocam bu gece seninle
yatsın” diyor. (Tekvin
30:15
)
·
Tanrı'yla,
insanlarla güreşip yendiği için Yakup’un adı İsrail oluyor. (Tekvin 32: 28; 35:
10)
·
Yakup’un oğullarından Yahuda
,
gelini
Tamar’ı
(ölen oğlu Er’in karısı)
fahişe zannedip onunla
yatar
. Yaklaşık üç ay sonra
Yahuda'ya
“Gelinin
Tamar
zina etmiş, şu anda hamile” diye haber
verirler.
Yahuda
"Onu dışarıya çıkarıp yakın"
der.
Tamar
yattığı
kişinin eşyalarını gösterir,
Yahuda
kendisi olduğunu anlar, bir daha onunla
yatmaz.
Tamar
bu ilişkiden
Peres
ve
Zerah
adlı
ikizleri doğurur. (Tekvin
38:15
-30)
·
Yusuf
kardeşlerini ağırlar ertesi gün uğurlar. Kardeşlerden
Benyamin
Yusuf’un şarap içip, fal baktığı kâsesini çalar. Yusuf
kâsesinin kaybolduğunu fark edince
kâhyasını
peşlerine salar.
Kâseyi
çalan
Benyamini
köle yaparak cezalandırır, diğerlerini bağışlayıp
babalarına yollar. (Tekvin
43:33
-34; 44:1-17)
Demek
ki Yusuf fala bakarmış!
Çıkış/Mısır’dan Çıkış kitabında
;
·
Musa adam öldürüp, gizlice kuma gömüyor
. (Çıkış
2:12
)
·
Musa’nın sihirleri
; değneği yılan olur, elini koynuna
koyunca deri hastalığına yakalanmış gibi bembeyaz olur, ırmaktan alıp toprağa
döktüğü su kan olur! (Çıkış
4:1
-9)
·
Musa’nın sihirleri
; aynı hikâye tekrarlanır. (7: 9-25)
·
RAB
Musa’ya “
Firavunla görevlilerini inatçı yaptım
” diyor. (Çıkış 10: 1;
10:27
;
11: 10; 14: 4; 14: 17)
·
Musa’nın sihirleri
;
kızıldenizi
değnekle ikiye bölüyor. (Çıkış
14:16
-31)
·
RAB
Musa’ya “Aşağı inip halkı uyar, sakın beni görmek için sınırı geçmesinler,
yoksa birçoğu ölür” diyor. (Çıkış 19:21
-22)
RAB niye görülmekten bu kadar korkuyor
dersiniz?!!
·
RAB
Musa’ya “Rab benim, benden başka tanrın olmayacak, put yapmayacaksın, onlara
tapmayacaksın” diyor. (Çıkış 20:2
-5)
RAB niye başka ilahlara tapılmasından bu
kadar korkuyor dersiniz?!!
·
Halk
Musa’ya “Bizimle sen konuş, dinleyelim, ama Tanrı konuşmasın, yoksa ölürüz”
diyor. Musa onlara “Tanrı sizi denemek için geldi, Tanrı korkusu üzerinizde
olsun, günah işlemeyesiniz diye” diyor. (Çıkış 20: 19-20)
·
RAB Musa aracılığıyla İsraillilere
ilkeleri bildiriyor
.
(Çıkış
21:1
-23:21 arası)
(İlkelerden örnekler
)
·
Köle
değnekle dövülürken öldürülürse, döven cezalandırılacak. (Çıkış
21:20
)
·
Ama
köle hemen ölmez iki gün sonra ölürse ceza verilmez. (Çıkış
21:21
)
·
Göze
göz, dişe diş kısas uygulanacak. (Çıkış
21:26
-34)
·
“Eğer
biri nişanlı olmayan bir kızı aldatıp onunla yatarsa, başlık parasını ödemeli
ve onunla evlenmelidir. Babası kızını ona vermeyi reddederse, adam normal
başlık parası neyse onu ödemelidir. (Çıkış
22:16
-17)
Demek ki “
başlık parası
” da o zamanlardan kalma bir âdetmiş.
·
Altı
gün çalışacak, yedinci gün dinleneceksin. Çıkış 23: 12
·
RAB
“
Kimse huzuruma eli boş çıkmasın
” diyor
!!!
(Çıkış
23:15
)
Sömürüye
bakın!
·
“Toprağınızın
seçme ilk ürünlerini Tanrınız
RAB'bin
Tapınağı'na getireceksiniz.” (Çıkış
23:19
)
·
“Onların
ilahlarına tapmayacaksınız, ilahları yok edecek, dikili taşlarını
parçalayacaksınız.” (Çıkış
23:24
)
·
“
Onların
ilahlarıyla antlaşma yapmayacaksınız
, ülkenizde barındırmayacaksınız, yoksa günah
işletirler, ilahlarına taparsanız size tuzak olur.” (Çıkış
23:32
-33)
·
RAB
Musa'ya “
Bana uzaktan tapın
. Yalnız sen bana yaklaşacaksın. Ötekiler
yaklaşmamalı. Halk seninle dağa çıkmamalı." (Çıkış 24:1-2)
Acaba
neden?!!
·
RAB Musa'ya şöyle dedi
: “
İsrailliler'e
söyle,
bana armağan getirsinler
. Gönülden veren herkesin armağanını alın. Onlardan
alacağınız armağanlar şunlardır: Altın, gümüş, tunç; lacivert, mor, kırmızı
iplik; ince keten, keçi kılı, deri, kırmızı boyalı koç derisi, akasya ağacı,
kandil için zeytinyağı, mesh yağıyla güzel kokulu buhur için baharat,
başkâhinin
efoduyla
göğüslüğü için oniks ve öbür kakma
taşlar. Aralarında yaşamam için bana kutsal bir yer yapsınlar. Konutu ve
eşyalarını sana göstereceğim örneğe tıpatıp uygun yapın. Akasya ağacından bir
sandık yapsınlar. Boyu iki buçuk, eni ve yüksekliği birer buçuk arşın olsun.
İçini de dışını da saf altınla kapla. Çevresine altın pervaz yap. Dört altın
halka döküp dört ayağına tak. İkisi bir yanda, ikisi öbür yanda olacak.” ...
devam
eder
gider. (Çıkış
25:1
-12 ve devamı)
·
RAB
“Günah bağışlatmak için
günah sunusu olarak her gün bir boğa
sunacaksın
” diyor. (Çıkış
29:36
)
·
RAB
“
İsrailliler arasında yaşayacak, onların
Tanrısı olacağım
.
Anlayacaklar ki, aralarında yaşamak için onları Mısır'dan çıkaran Tanrıları RAB
benim. Tanrıları RAB benim.” (Çıkış
26:45
-46)
·
RAB Musa’ya
“
İsrailliler'den
bedel
olarak verilen paraları toplayacaksın
, Buluşma Çadırı'nın hizmetinde kullanacaksın. Bu
paralar canlarınızın bedeli olarak ben,
RAB'be
İsrailliler'i
hep anımsatacak." (Çıkış
30:16
)
·
“
Şabat
dinlenme
(yedinci)
günü çalışan
kesinlikle öldürülecek
.”
(Çıkış
31:13
-15)
·
Harun altınları topladı
, oymacı aletiyle
buzağı
biçiminde dökme bir put yaptı
. Halk “
Ey İsrailliler, sizi Mısır'dan çıkaran
Tanrınız budur!
”
dedi. (Çıkış 32: 4)
Acaba neler oluyor
?
Hem Musa hem de Harun’un Tanrı elçisi olduğuna inanılıyorsa, Harun durup
dururken ne diye kardeşi Musa’yı ekarte edip kendine yeni bir din yaratıyor
acaba? Sunuları tek başına almak için olabilir mi? Bilmiyorum, ben anlamadım.
·
Musa şöyle dedi
: “
İsrail'in Tanrısı RAB
diyor ki
,
<
Herkes
kılıcını kuşansın.
Ordugâhta
kapı
kapı
dolaşarak
kardeşini,
komşusunu, yakınını öldürsün
.> “
Levililer
Musa'nın buyruğunu yerine getirdiler.
O
gün halktan üç bine yakın adam öldürüldü
.
·
Musa,
“Bugün kendinizi
RAB'be
adamış oldunuz” dedi, “
Herkes
öz oğluna, öz kardeşine düşman kesildiği için bugün RAB sizi kutsadı
.” (Çıkış
32:27
-29)
·
RAB
“Siz inatçı halksınız, bir an aranızda kalsam sizi yok ederim. Şimdi
üzerinizdeki takıları çıkarın, size ne yapacağıma karar vereyim.” (Çıkış
33:5
)
RAB takılara fena takmış görünüyor!
·
“Ancak
yüzümü görmene izin veremem, çünkü yüzümü gören yaşayamaz.” (Çıkış
33:20
)
Acaba neden? NEDEN?
·
“Başka
ilahlara tapmayacaksınız. Çünkü ben adı Kıskanç bir
RAB'bim
,
kıskanç bir Tanrı'yım.” (Çıkış 34:14)
Tanrım bu nasıl bir
hikayedir böyle?!!
·
RAB
“
Kimse huzuruma eli boş çıkmasın
.” (Çıkış
34:20
)
·
Emirler, emirler, emirler...
(Çıkış
35:1’den
itibaren)
·
“Yedinci
gün sizin için kutsal
Şabat
,
RAB'be
adanmış dinlenme günü olacaktır.
O
gün çalışan herkes öldürülecektir
.” (Çıkış
35:2
)
·
“
Aranızda
armağanlar toplayıp RAB'be
sunacaksınız
. İstekli olan herkes
RAB'be
altın, gümüş, tunç; lacivert, mor,
kırmızı iplik; ince keten, keçi kılı, deri, kırmızı boyalı koç derisi, akasya
ağacı armağan etsin” ve devam eder... (Çıkış 35: 5’ten itibaren)
Levioğulları
kitabında
;
·
Çok
kutsal olan
suç sunusunun yasası
...
(
Levililer
7:1’den
itibaren)
·
Erkek
ya da kız doğuran kadınla ilgili yasa
:
RAB Musa'ya şöyle dedi: “İsrail halkına de ki: Bir
kadın hamile kalıp erkek çocuk doğurursa, âdet gördüğü günlerde olduğu gibi
yedi gün kirli sayılacaktır. Çocuk sekizinci gün sünnet edilmeli. Kadın
kanamasından paklanmak için otuz üç gün bekleyecek. Pak sayılması için geçmesi
gereken bu günler doluncaya dek kutsal bir şeye dokunmayacak, tapınağa
girmeyecek. Ancak, kız çocuk doğurursa, âdet gördüğü günler gibi iki hafta
kirli sayılacaktır. Kanamasından paklanmak için altmış altı gün bekleyecektir.
Erkek ya da kız çocuk doğuran kadının temiz sayılması için geçmesi gereken
günler dolunca, yakmalık sunu olarak bir yaşında bir kuzu, günah sunusu olarak
bir güvercin ya da bir kumru getirip Buluşma Çadırı'nın giriş bölümünde kâhine
verecektir. Kâhin bunu
RAB'bin
huzurunda sunacak ve kadını arıtacak.
Böylece kadın kanamasından temizlenmiş sayılacak. Erkek ya da kız doğuran
kadınla ilgili yasa budur. (
Levililer
12:1
-7)
·
Deri
hastalığı durumunda yapılacaklar yasası: (
Levililer
13:1’den
itibaren)
·
RAB
Musa'yla Harun'a şöyle dedi: “İsrail halkına deyin ki:
Adamın
erkeklik organında akıntı varsa, akıntı kirlidir
. Akıntı ister devam etsin, ister
kesilsin adamı kirletir.”
(Levililer
15:1
-3
ve devamı)
·
“Âdet
gördüğü için kan kaybeden kadın yedi gün kirli sayılacak. Ona dokunan da akşama
kadar kirli sayılacak.” (
Levililer
15:19
ve
devamı)
·
Benim kurallarımı yerine getirecek,
ilkelerime göre yaşayacaksınız. Tanrınız RAB benim
. (
Levililer
18:4
ve
devamı)
Çölde Sayım/Sayılar kitabında;
·
RAB Musa’ya
“Sen ve Harun İsrail topluluğunun bütün
boylarıyla ailelerinin sayımını yapın. Bütün erkekleri bir
bir
sayıp adlarını yazın.
İsrailliler'den
savaşabilecek
durumda yirmi ve daha yukarı yaştaki bütün erkekleri sayıp bölüklere ayırın
.” (Sayılar
1:2
)
·
Kıskançlık
sunusu:
“Kıskançlık yasası budur. Bir kadın yoldan çıkar,
kocasıyla evliyken kendini kirletirse, ya da bir
koca
karısını kıskanır, ona karşı yüreğinde kuşku uyanırsa
, kâhin kadını
RAB'bin
önünde durduracak, bu yasayı ona
uygulayacak.
Kocası herhangi bir suçtan suçsuz
sayılacak, kadınsa suçunun cezasını çekecek
.” (Sayılar
5:12
-20)
·
İsrail'de miras bir oymaktan diğerine
geçmeyecek
. Kızlar kendi oymağında
evlenecek.
(Sayılar
36:7
-8)
Tesniye
/Yasanın Tekrarı kitabında;
·
RAB
“
Hiçbir tanrı
Tanrınız RAB'bin
Mısır'da gözlerinizin önünde sizin
için yaptığı gibi
denemelerle,
belirtilerle, şaşılası işlerle, savaşla, güçlü ve kudretli elle, büyük ve
ürkütücü olaylarla gidip başka bir ulustan kendine bir ulus almaya
kalkıştı
mı
?
Bu
olaylar
RAB'bin
Tanrı olduğunu ve O'ndan başkası
olmadığını bilesiniz diye size gösterildi. O sizi yola getirmek için gökten
size sesini duyurdu. Yeryüzünde size büyük ateşini gösterdi. Ateşin içinden
size sözlerini duyurdu.” (
Tesniye
4:34
-36)
Dikkatinizi çekerim
; “
Hiçbir tanrı benim yaptığımı
yaptı mı?
”
diyor
!!!
“
Başka ilahlara tapmayın
” demesinden de anlaşıldığı gibi,
o
dönem her yerde ilah var
. Sanki “
En ilahi ilah benim
” yarışması var.
Olay o kadar açık ki!
Bu
kitaplar tanrı sözü falan değil
, düpedüz insanları yönetme
ve sömürme çabasındaki kralların sözleri ve kurallarıdır
.
·
Levirat
evliliği
:
“Birlikte oturan kardeşlerden biri oğlu olmadan
ölürse, ölenin dulu aile dışından biriyle evlenmemeli. Ölenin kardeşi dul kalan
kadına gidecek. Onu kendine karı olarak alacak, ona kayınbiraderlik görevini
yapacak.
Kadının doğuracağı ilk oğul, ölen kardeşin adını
sürdürsün. Öyle ki, ölenin adı İsrail'den silinmesin.
Ama adam kardeşinin dul karısıyla evlenmek
istemiyorsa, dul kadın kent kapısında görev yapan ileri gelenlere gidip şöyle
diyecek: <Kayınbiraderim İsrail'de kardeşinin adını yaşatmayı kabul etmiyor.
Bana kayınbiraderlik görevini yapmak istemiyor.>
Kentin ileri gelenleri adamı çağırıp onunla
konuşacaklar. Eğer adam, <Onunla evlenmek istemiyorum> diye üstelerse,
kardeşinin dul karısı ileri gelenlerin önünde adamın yanına gidecek, onun
ayağındaki çarığı çıkaracak, yüzüne tükürecek
ve,
<Kardeşine soy yetiştirmek istemeyen
adama böyle yapılır> diyecek.” Adamın soyu İsrail'de <
Çarığı
çıkarılanın soyu
>
diye bilinecek. (
Tesniye
25:5
-10)
·
“Eğer
iki adam kavgaya tutuşur da
birinin karısı kocasını dövenin elinden
kurtarmak için gelip
elini uzatır,
öbür adamın erkeklik
organını tutarsa
, kadının elini keseceksiniz
; ona acımayacaksınız.” (
Tesniye
25:11
-12)
2
Samuel
kitabında;
·
Kral
(
Peygamber
)
Davut
ordu komutanlarından
Uriya’nın
karısını
yıkanırken görüp beğenir
ve kim olduğunu öğrenir,
buna
rağmen onunla yatar
.
Uriya’yı
savaşa gönderir gönderirken cephe
komutanı
Yoav’a
iletmesi için bir mektup verir. Mektupta
şöyle der: “
Uriya'yı
savaşın
en şiddetli olduğu cepheye yerleştir ve yanından çekil ki,vurulup
ölsün
.”
Uriya
ölür,
karısının yas süresi geçince Davut onu karısı olarak alır. (2
Samuel
12:2
-27)
·
Kral
(
Peygamber
)
Davut
’un oğlu
Amnon’un
Davut’un başka kadından kızı (kan bağı
olan
kızkardeşi
)
Tamar’la
ensest
ilişkisi
: Davut'un oğlu
Avşalom'un
Tamar
adında güzel bir
kızkardeşi
vardı. Davut'un başka bir oğlu,
Amnon
Tamar'a
gönül verdi.
Amnon
üvey
kızkardeşi
Tamar
yüzünden
yatağa düşecek kadar üzüntüye kapıldı. (...)
Amnon
Tamar'ı
yakalayarak, “
Gel, benimle yat, kızkardeşim
” dedi.
Tamar
“
Hayır, kardeşim, beni
zorlama! Bu iğrençliği yapma!
” dedi. Ne var ki,
Amnon
Tamar'ı
dinlemek
istemedi. Daha güçlü olduğu için
onunla zorla yattı
.
Kardeşi
Avşalom
Tamar’a
“
Haydi, kızkardeşim
, sesini çıkarma. O senin üvey kardeşindir. Bu
olayın üzerinde durma
”
dedi. Daha sonra
Avşalom
hizmetkârlarına buyruk verip
Amnon'u
öldürtür
.
Avşalom
Geşur
Kralı
Ammihut
oğlu
Talmay'ın
yanına kaçar.
Kral
Davut ise oğlu Amnon
için sürekli yas tutar
. (2
Samuel
13:1
-37)
Süleyman’ın Ezgiler Ezgisi kitabında
;
·
Beni
dudaklarıyla öptükçe öpsün!
Çünkü aşkın şaraptan daha
tatlı.
(
1:2
)
·
Al
kurdele gibi dudakların, Ağzın ne güzel!
Peçenin
ardındaki yanakların Nar parçası sanki.
(
4:3
)
·
Sanki
bir çift geyik yavrusu memelerin Zambaklar arasında otlayan İkiz ceylan
yavrusu. (
4:5
)
·
Ey
yavuklum, bal damlar dudaklarından, Bal ve süt var dilinin altında, Lübnan'ın kokusu
geliyor giysilerinden! (
4:11
)
·
Peçenin ardındaki yanakların Nar parçası
sanki.
(
6:7
)
·
Ne
güzel sandaletli ayakların, Ey soylu kız! Mücevher gibi yuvarlak kalçaların,
Usta ellerin işi. (
7:1
)
·
Karışık
şarabın hiç eksilmediği Yuvarlak bir tas gibi göbeğin. Zambaklarla kuşanmış Buğday
yığını gibi karnın. (
7:2
)
·
Sanki bir çift geyik yavrusu memelerin,
İkiz ceylan yavrusu.
(
7:3
)
·
Hurma
ağacına benziyor boyun, Salkım
salkım
memelerin. (
7:7
)
·
"Çıkayım
hurma ağacına" dedim, "Tutayım meyveli dallarını." Üzüm
salkımları gibi olsun memelerin, Elma gibi koksun soluğun, (
7:8
)
·
Bağlara
gidelim sabah erkenden, Bakalım, asma tomurcuk verdi mi? Dalları yeşerdi mi,
Narlar çiçek açtı mı, Orada sevişeceğim seninle. (
7:12
)
·
Keşke kardeşim olsaydın
, Annemin memelerinden süt emmiş.
Dışarıda
görünce öperdim seni
,
Kimse de kınamazdı beni. (
8:1
)
İşte bunlar Tevrat’taki “tanrı sözleri”dir
.
Dahası
Kur’an
ve
İncil de bunları onaylamaktadır
!
(
örneğin; Bakara 41: “
Elinizdeki
Tevrat’ı tasdik edici olarak indirdiğimize
(
Kur’an’a
)
iman
edin
.” Zaten
Kur’an’ın
%70’i Tevrat’tan alınmıştır.
)
Kur’an’ın
bazı ayetlerinde de (Bakara 75, Nisa 46,
Maide
13,
41) Allah “
Yahudiler Tevrat’ı tahrif ettiler,
Tevrat, Allah’tan gelen Tevrat değildir
” diyor.
Oysa
elimizde
var olan Tevrat kitabı
,
MÖ
6. asırda
“
Ezra
” adında bir kâhin tarafından
yazılmış,
MS 1. Asırda
Jamnia’da
toplanan bir Yahudi din heyeti
tarafından
son şeklini almıştır
. (bkz.
Arif Tekin,
Sümerlerden İslam'a Kutsal Kitaplar ve Dinler
,
pdf
-s.42-44)
Yani,
Muhammed’den
12 asır Önce Tevrat yazılı hale getirilmiş
ve bugüne kadar korunan bir belge olarak
devam edegelmiştir
. (bkz.
Arif Tekin,
Kur'an'ın Kökeni,
pdf
-s.26-27)
Tevrat’la ilgili son notlar ve
alternatif kaynaklar:
Süleyman’ın Ezgiler Ezgisi’nin
Sümerler’deki
Kökeni
: Bu yüzyılın ilk yarısından sonra, özellikle İstanbul
Arkeoloji Müzeleri arşivindeki
Sumer
edebi metinleri okunup çözülünce, “
Süleyman’ın
Şarkılar Şarkısı
”ndaki
şiirlere benzer şiirler bulundu. Yapılan incelemelerde bunların,
Sumerlilerin
yeniyıl
bayramlarında, sazlar eşliğinde söylenen
şarkılar ve ilahiler olduğu anlaşıldı
.
Bu şiirlerin de Sümer Aşk Tanrıçası
İnanna
ile Çoban Tanrısı Dumuzi’nin aşk hikâyesinden türemiş
farklı bir
versiyon
olduğu anlaşıldı.
Ülkemizde mayıs ayı başında bahçelerde,
hatta mezarlıklarda (
Tahtakuşlar
köyünde) kutlanan Hıdrellez şenlikleri
bu kutsal evlenme törenlerinin bir devamı gibi görünüyor. Çünkü şenlik, Hızır
ile İlyas Peygamber’in bir araya gelmesi nedeniyle yapılıyor.
Ayrıntılar için bkz.
Muazzez İlmiye Çığ,
Kuran, İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki Kökeni
, (
pdf
-s.61-66).
İbrahim Peygamber hikâyesinin
Sümerler’deki
Kökeni
: Yahudilerin, Hıristiyan ve Müslümanların atası
olarak kabul edilen İbrahim Peygamber
hikâyesi
de aslında
Sumerler’in
İnanna
-
Dumuzi
hikâyesi ve kutsal evlenme törenlerine dayanıyor.
Burada yalancılık, bencillikle suçladığımız İbrahim Peygamber’in hiç de öyle
günahkâr olmadığını
Kumran
yazıtı bize açıkladı. Üç ayrı şekilde
verilen bu hikâyenin
Sumer
bereket kültü olan “kutsal evlenme” ile
ilişkisine gelince, şöyle bir karşılaştırma yapalım...
ayrıntılar
için bkz.
Muazzez İlmiye Çığ,
age
, (
pdf
-s.76-84).
Lût
Peygamber ve kızları hikâyesinin
Sümerler’deki
Kökeni
: Bu
hikayenin
Kenan efsanesinin biraz farklı bir
versiyonu olduğu düşünülüyor. Kenan Tanrısı El iki kadın
yaratıyor,
ki bunlar aynı zamanda onun kızları da
sayılıyor. El bu iki kadınla yatarak cinsel gücünü uyandırmaya çalışıyor.
ayrıntılar
için bkz.
Muazzez İlmiye Çığ,
age
, (
pdf
-s.76-84).
Kuran,
İncil ve Tevrat’ın Sumerdeki
Kökeni
(Dosya boyutu: 1.53 MB) (Dosya boyutu: 0.80 MB)
Tevrat’ı okumakta güçlük çekenler Prof.
Dr. İlhan
Arsel’in
“
Tevrat ve İncilin
Eleştirisi
” kitabına göz
atabilirler.
Tevrat
ve İncilin Eleştirisi
(Dosya boyutu: 0.97 MB) (Dosya boyutu: 0.37 MB)
Şimdi kısaca
İncil’e
de bir göz atalım
.
İncil’i okumadan önce
İncil Tevrat’ı “tanrı sözü” olarak kabul
ediyor ancak “
ben onu tamamlamaya geldim
” diyor.
İlk
İncil Matta’yı
okumanız yeterlidir
. Takip eden
diğer
üç İncil benzerdir
.
Sonraki Mektuplar ise İsa’dan sonra İsa’yı anlatan havarilerin, hikâyecilerin
hikâyeleridir. İlginizi çekiyorsa hepsini okuyabilirsiniz.
Bence Matta yeterli.
İncil
(Dosya boyutu: 2.16 MB) (Dosya boyutu: 0.79 MB)
Tüm Kutsal Kitapları okuduktan sonra
Şunu görmüş olduk
:
-Tüm dinlerin ortak görüşü:
Tüm
insanlar doğuştan günahlıdır, kurtulmak için din lazım
!
-Tüm dinlerde tanrı kıvranır durur:
Tek
ilah benim, başka ilaha tapma, yalnız benden kork
!
Çünkü
ortam ilah doluydu o zaman
. Herkesin taptığı başka bir
ilah vardı
.
Tek başına bu bile
dinlerin
yaratıcı bir Tanrı tarafından oluşturulmadığının
, dönemin ileri gelenlerinin gerek
korku
ve umut vererek
,
gerekse
kaba kuvvetle
insanların sadece kendi yarattıkları
efsanelere (tanrılara) inanmalarını sağlayıp, onları
elçi
sıfatıyla kendilerine kul köle yapıp
yönetmek için uydurduğu
birer
hikâye olduklarının açık kanıtıdır
.
Yoksa
yaratıcı bir ilah için kabul edilemez bir tavırdır bu
.
Eğer dinler gerçek olsaydı halimiz ne olurdu?
Ömrümüz
yüzlerce cilt, yüz binlerce sayfa hadis kitabı ezberlemekle geçerdi
.
Hele Tevrat’taki gibi kralların
(peygamberlerin ki tarihte 124 bin peygamber olduğu söyleniyor) hikâyeleri ve
soy kayıtları aynı şekilde devam etseydi
bugün
milyonlarca insan adı okumak gerekecekti ki bu da mümkün olmayacaktı
.
Şimdi
eleştiri
kitaplarına geçebiliriz
.
Kutsal Kitapların Eleştirileri
Gerçi şu ana kadar okuduklarımızla “bu
kadar yeter” demek mümkün. Ama aklımızı “iman zinciriyle kilitlemişsek” bunlar
da yeterli olmayabilir. Bu durumda şu klasörde yer alan eleştiri kitaplarını
okumakta da fayda var: (Tabi önce sayfayı tamamlamaya karar vermişsek sayfayı
bitirince ilk olarak Kur'an
Meali ve Modern Tefsirini
okumamız gerektiğini unutmayalım.)
Peki durum buysa olay nedir? Biz neyiz? Ruh ne?
En başta prensip olarak anlaştığımız
gibi “bir tanrının varlığı ya da yokluğu konusunda kimsenin kimseye herhangi
bir kanıt sunması olasılığı olmadığı” gibi, bu soruların da cevabı yoktur.
Bununla birlikte bilimsel çalışmalar
evrenin 13,7 milyar yıl önce “
büyük patlama
” ile oluştuğunu kanıtlamış, bugünlerde
“
Tanrı parçacıkları
” üzerinde çalışmaktadır.
Öte yandan
felsefe
de hayata anlam vermek için zihinsel çalışmalar yürütmektedir
.
Ben zaten şeriatçı değilim, böyle kalsam olmuyor mu?
Olmuyor...
Çoğu insan “
Müslümanım
” der ama aslında Müslüman değildir.
Çoğunluk (farkında bile olmadan) kendi dinini yaratmış, kendi sistemini
yaşamaktadır.
Yarın bir gün çocuklarınız size
“dininizi tam anlamıyla bilmediğinizi” söyleyip “Asıl İslam budur” diyerek
sizin onaylamadığınız kuralları uygulayan biri olabilir. O aşamada “Hayır bizim
dinimiz bu değildir” deme şansınız da yoktur. Çünkü inandığınız(ı sandığınız) kitap
ortada ve çocuğunuza “biz
Müslümanız
” dedikten sonra onun bu kitaptaki
emirlere koşulsuz itaat etmesine engel olamazsınız.
Maalesef bugün ülkemizde küçücük
çocukların beyinleri bu sahte inançlarla zehirleniyor. Onlar bu ülkedeki
herkesi Müslüman sanıyor ve “
Müslümanız
ama büyüklerimiz dinlerini tam anlamıyla
bilmiyorlar, dinimizi biz yüceltelim” düşüncesiyle ülkemizi daha da karanlık
günlere götürme potansiyelini taşıyorlar.
Elbette bu sistemden çıkarı olanlar
onları sistemli bir şekilde eğitiyorlar.
Bunun önüne geçmenin tek yolu, aklı
başında herkesin din sistemine itiraz etmesi, bu sistemleri kökten
reddetmesidir.
Ateistler manevi açıdan daha güçlüdür
Derler ki “dindarlar manevi yönden
güçlüdür”. Bana sorarsanız durum tam tersidir:
Dindarlar
ise “
ölümden sonra yok olup
gitmeyi kabul edemezler
”
ve mutlaka bir cevap “
bir açıklama isterler
”.
Ve
doğru ya da mantıklı olsun ya da olmasın bulabildikleri herhangi bir açıklamaya
dört elle ve körü körüne sarılırlar
.
Öte
dünya yalanına kanıp, bu dünyada sömürülmeye mahkum
olurlar
.
Ne yapmalı?
İnancınız sarsıldı ve boşluk, hiçlik
(nihilizm) duygusuna kapıldıysanız şöyle bir nefes alın, sakin olun.
Bir süre kendinizi dışarıdan izlemeye
çalışın ve hayatınıza “
anlam
” katmaya çalışın.
Tanrı
inancınızı kaybetmek zorunda değilsiniz
. Bir tanrı varsa o sizi anlayacaktır. Yoksa zaten her
ne olacaksak o olacağız. Bunu sürecin kendisine bırakın!
Bugüne kadar milyonlarca yıldır yaşamış
atalarımız ne olduysa biz de o olacağız.
Korkmayın!
Muhtemelen
doğmadan
önce ne idiysek öldükten sonra da o olacağız
. Bu sizi korkutmasın,
tamamen
yok olmak zorunda değiliz
.
Belki başka bir bilinç düzeyinde
varlığımızı sürdüreceğiz
. Öldükten sonra belki doğmadan önceki bilinç
düzeyimize geri döneceğiz. Belki bu yaşamımız asıl bilinç düzeyindeki
yaşamımızda bir rüyadır. Belki ölünce rüyadan uyanıp asıl bilinç düzeyimizde
yaşamımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Her
şey mümkün, yeter ki siz buna inanın
. Düzmece
sömürü kitaplarını bırakın
, güzel şeyler düşünün.
Daha
güzel bir dünya mümkün, buna inanın
.
Bazı insanlar kutsal denilen bu
kitaplarda yazanların sorunlu kurallar olduğunu kabul etmekle birlikte “ateş
olmayan yerden duman çıkmaz” misali
bu
kitaplarda bir şifre olduğuna inanır
ve tanrıya (gerçeğe) ulaşmak için bu şifreleri çözmeye
çalışır.
Şunu bir daha netleştirelim:
Bu
kitaplarda anlatılanlar
“
yaratıcı
bir Tanrı’ya
”
mal
edilemez
.
Maalesef bu kitaplardan Tanrı çıkmaz
!
Kendi tanrınızı yaratın!
Ama siz kendi tanrınızı kendi dininizi
yaratabilirsiniz. Mevcut dinler ve tanrılardan daha iyi olacağı kesin.
En iyisi siz din
min
yaratmayın
sadece
tanrı yaratın
,
bu size yeter! Onunla iletişim kurun, ona dua edin.
Herhangi bir işi yapmak için önce
inanmak gerek deriz ya durum budur.
İnanın
yararlı olacaktır
.
Çağdaş Yazar
(Dosya boyutu: 0,40 MB) (Dosya boyutu: 0,25 MB) |